Sunday, June 23, 2013

Sacco e Vanzetti


Here's To You (Ennio Morricone & Joan Baez)

Here's to you, Nicola and Bart
Rest forever here in our hearts
The last and final moment is yours
That agony is your triumph

Sacco, Nicola (1891-1927)

"If it had not been for these things I might have lived out my life talking at streetcorners to scorning men. I might have died unmarked unknown a failure. Now we are not a failure, this is our career and our triumph. Never in our full life could we hope to do such work for tolerance, for justice, for man's understanding of man as now we do by accident. Our words-our lives- our pains nothing! The taking of our lives -lives of a good shoemaker and a poopish pedler all that Last moment belongs to us. That agony is our triumph"

Viva l'anarchia!"

"Farewell, mia madre."

Bartolomeo Vanzetti (1888-1927)

"I wish to forgive some people for what they are now doing to me."

Thursday, June 20, 2013

Nesimi Çimen - Hak Benim İçin

Nesimi Çimen - Hak Benim İçin
O kadar kara leke var ki bu ülkenin tarihinde. İstiklal mahkemelerinden Dersim’e, 6-7 Eylül olaylarından Maraş’a, Madımak’tan Roboski’ye. Vatanını sevmek, bir liderin peşinde kul köle olmak, onun askeri olmak ya da biat etmek. 90 yıla kaç ölü sığdırdık, kaç bin ton gözyaşı, kaç feryat ! Hesaplanır mı? Sahi neden öldü bunca insan? (ALINTI)

Friday, June 14, 2013

Taksim Piano Man Playing "Imagine" at 8am


Chapulation Song- We'll be Watching You / Seni İzliyor Olacağız by Çağlayan Yıldız

27.05.2013'de İstanbul Taksim Gezi Parkı'nda başlayan direnişe müzikal kara-mizahi bir yaklaşım. Tüm şarkıcı arkadaşlarımdan özür dilerim :)
A black-humoured musical approach to the resistance that started in İstanbul Taksim Gezi Park on 27.05.2013. I apologize all my singer friends :)
www.caglayanyildiz.com

Wednesday, June 12, 2013

Nazan Öncel'den Gezi'ye şarkılı destek

Nazan Öncel Taksim Gezi Parkı’na destek verdi. İşte “Çapulcu Orkestrası”yla çektikleri “Güya” klibi. 12 Haziran 2013

Friday, June 7, 2013

Kardeş Türküler'den 'tencere tava havası'

Gezi Parkı eylemlerine Başbakan Erdoğan’ın “Tencere tava, hep aynı hava” demesi üzerine Kardeş Türküler, “Tencere tava havası” adlı bir şarkı yaptı.

Tuesday, June 4, 2013

Şarkılarıyla şifa veren kadınlar


Evet, birileri var. İlkay Akkaya var, Şebnem Ferah var. Yeni albümleri 'Umut' ve 'Od' var. Bizi un ufak etmeye niyetlenmişler boşuna hevesleniyor

Şarkılarıyla şifa veren kadınlar
Haber: NAİM DİLMENER 
Bazı şarkıcılar, müzisyenler böyledir; yalnızca şarkı söylemiş, çalmış olmazlar. Çalıp söyledikleri tam da aradığınızı, eksikliğini hissettiklerinizi tutuşturur elinize. Anında sarılırsınız gökte ararken önünüzde bulduğunuza. Kararan dünya aydınlanmasa bile bunun olabileceğini hissedersiniz. Sonra da bu bir histen fazlası olur, toparlanır ve kalkarsınız; dudaklarınızda (mırıl mırıl ya da marş marş) bu şarkılar ve daha düne kadar yataktan çıkamayan siz, dünyaları devirebileceğinize hükmedersiniz.
Bunu yapabilenlerin sayısı da fazla değil elbette. Bir mucizedir aslında yaptıkları ve her önüne gelenin mucize yapabilir olması zaten hiçbirimizin umduğu ya da beklediği bir şey değil.
Selda Bağcan, Umay Umay, Nazan Öncel ve Sezen Aksu böyledir tabii. Yeni albümleri henüz yayınlanmış İlkay Akkaya ve Şebnem Ferah da. Bazen birkaç şarkılarıyla iyileştirirler sizi, bazen de tek bir dizeleriyle. Öyle kimselerin söyleyemeyeceği, yazamayacağı dizeler de değildir aslında ama ne tuhaf, o dizeler, ancak onların ağzından/kaleminden çıkmışlarsa anlam kazanıyor, inandırıcı oluyorlar. Başkalarında gülüp geçebileceğimiz bazı sözcük ya da imgeler bile, saydığımız bu isimlerin elinde hayat kurtaran cümlelere dönüşüyorlar.

Bu sessizlik öldürür
Son albümü ‘Gelmedin Diye’den beri gözümüz yollardaydı. İlkay Akkaya (belki piyasanın şartları gereği, belki hem bu hem de ülkenin boğuştuğu şartlar gereği) hiç alışık olmadığımız kadar uzun bir ara vermişti şarkılarına. Hiç şüphesiz sahnelerdeydi, yüz binlerin altına düşmeyen kalabalıklara şarkılarını söylüyordu ama yeni şarkısı yoktu. Arada bir dijital şarkı yayınlamadı değil ama hiçbirimizi kesmedi bu kadarı. Biz kollarına sığınmak ve kana kana duymak isterdik onu.
Yeni albüm ‘Umut’, işte tam da böyle bir albüm. O kendine has samimiyetiyle, o başından beri vurgunu olduğumuz saf inancıyla, mimselerden duyamayacağımız (ya da duysak bile inanmayacağımız ve altında bir şeyler arayacağımız) şeyleri söylüyor.
Şu dünyada çok ama çok az zaman geçirmelerine izin verilen Ceylan Önkol (Ceylan) ve Uludere ’deki kardeşlerimiz (Bu Sessizlik Öldürür) ile bu dünyaya katacağı çok şey varken canına kıyılmış Hrant Dink (Ahparig) için söylenmiş şarkılar, yakılmış ağıtlar, ‘Umut’un en dikkat çekici yanları. Uludere için söylenmiş şarkıya dengbej Gazin’in dahil edilmesi çığlığı keskinleştirmekle kalmamış, en taş kalplimizi bile ele geçirilebilir bir hale getirmiş. Albümün sonuna yerleştirilmiş Gazin’in ‘Kula Roboski’si hele hele; karşısında dayanabilenin kalbini tanımlamak için taş, kaya, demir gibi sözcüklere yolumuzu düşürmemiz gerek.

Sen hiç korkma
Şebnem Ferah da İlkay Akkaya gibi yaptı ve ‘Can Kırıkları’ndan sonra uzun bir ara verdi. Muhtemelen onda da aynı şey oldu. Kollarını bize uzatmadan önce, hepimizi önüne katıp sürüklemekte olan seli ve kasırgayı anlamlandırmaya, depremi tahlile çalıştı.
Müzik dünyamızın gelmiş geçmiş en büyük (hatta en üstün) müzisyenlerinden Tarkan Gözübüyük ile (ki bu müzisyenimizin daha önce -Şebnem Ferah, Mor Ve Ötesi ve Kül ile- yaptıkları da emsalsizdir) ile yapılan ‘Od’, Ferah’ın verdiği uzun araya değdiğini gösteriyor. Sözün bitebildiği ya da bitmese bile birbirine benzemeye hatta tekrar etmeye başladığı noktada susmak, yapılabileceklerin en iyisidir. Ama bunu yapabilmek dahi sıradan insanların harcı değildir. Ancak Ferah ve benzeri isimler kendi elleriyle, bir kamera, ışık, ekran çöplüğüne dönüşmüş bu piyasadan çekilebilir ya da uzak durabilirdi. Ama durmuş ve yine birbirinden güzel şarkıları biriktirmiş. Gözübüyük’ün bir önceki albümde kurduğu mükemmel sound, yine yerli yerinde. Ama aynen bir tekrar değil yenilenerek, eklenerek, çıkarılarak daha mütekamil bir hale getirilmiş.
“Bazen bir küçük prens, bazen bir kibritçi kız; bir an bin yıl, bir söz bin ah, aklım seyyah, rengim siyah oldu” gibi popüler müziğimizin de, rock dünyamızın da pek alışık olmadığı kadar ince ve yan ya da alt anlamlı dizeleri de ihtiva eden ‘Kalbim Mezar’ ile açılan albüm, hemen ikinci şarkısı (‘Birileri Var’) ile tepe noktasına ulaşıyor: “Sen Hiç Korkma, hiç utanma, neysen öyle ol; sen vazgeçme, sinme küsme, böyle masum kal; birileri var.” Albümün sonrası, kalanı da öyle. Ferah her zamanki gibi (her birimizinkini ayrı ayrı olmak üzere) içimizi okumuş ve nakletmiş.
Evet, birileri var. İlkay Akkaya var, Şebnem Ferah var. Bizi un ufak etmeye niyetlenmişler boşuna umutlanıyor.
İlkay Akkaya/ Umut/ Ütopya
Şebnem Ferah/ Od/ Pasaj

Monday, June 3, 2013

Duman Eyvallah Direnişin Marşı Gezi Park

Video: Biberine, gazına karşı Duman’dan Gezi Parkı marşı

Gezi Parkı eylemleri sürerken Duman yeni şarkısı “Eyvallah-Dayan Gezi Parkı”nı internet üzerinden yayınladı. Şarkı bir anda Gezi Parkı’nın marşı haline geldi.