Gerçeklerin
tümünü, madde ve yaşamla ilgili çeşitli belirtilerini; neden, ilke ve amaçlar
bakımlarından incelemeyi hedefleyen fikir çalışmalarına felsefe denilmektedir.
Organize ettiği bilim dallarından derlediği veri ve sonuçları yorumlayan
düşünce sistemi olarak da ifade edilebilir.
Düşünen bir
varlık olan insan; tarihin ilk çağlarında belki düşünmeden, bilgi kurmadan,
doğanın güzelliklerine hayran kalmış ya da ondan korkarak heyecanlarıyla baş
başa yaşamıştır. Bu endişeli durum ona bilim yapmadan önce evrenin nedenini
arayarak felsefesini yapma davranışını geliştirmiştir. Zaman içinde yaşadığı
ortamı kültürlendiren de, yaşadığı ortamdan kültürlenen de yine insan olmuştur.
İnsanın
kişiliğini, yaratıcılığını iyi anlayabilmek ona uygulanacak müzikal yetenek
testleriyle ölçülebilir. Ön koşul özelliklerine sahip olup olmadığı böyle bir
değerlendirmeyle mümkün olur. Avusturyalı besteci W. A. MOZART’ın (1756-1791)
yüceliği, naif yapısı, kalıtımla, fizyoloji, psikoloji ile müzisyen bir aile ve
toplum soyolojisi ile açıklanabilir. Bu olağan üstü yetenekli, dahi sanatçı 35
yıllık ömrüne 600’den fazla birbirinden ünlü eser sığdırmıştır.
Müzik,
insanların sözcüklerle anlatamadıkları duygu, düşünce ve heyecanlarını seslerle
anlatma sanatı olarak tanımlanır. Ünlü Alman besteci Ludwig Van BEETHOVEN’ın
(1770-1827) deyimiyle “Müzik tınlayan bir felsefedir”. Müziğin
seslendirilmesindeki performans sanatçının (insanın) müzikalitesi ile
değerlendirilir. Müzik düşünceler ve davranışlar ürünüdür. Müzik tutkudur,
aşktır, sevgidir. Müzik demokrasidir. Müzik bir iletişim aracıdır. Bir
kültür-sanat dilidir. Bireyler ve toplumlar için en geçerli evrensel
diyalogdur.
Bireyleri
topluma, toplumu bireylere bağlar. Seslerden oluşan tınılar insanlara moral,
tedavi kaynağı olur. Yaşamın her anında (doğumdan ölüme dek) insanın en yakın
dostu bir fonetik sanat olan müziktir.Doğal olarak arkadaşlık edilen müzik türü
de bireyi tanımada önemli bir göstergedir. Müziği fonda duymak ve onunla
eğlenmek (dans etmek, oynamak…) kadar, nitelikli müzik dinleme alışkanlığına
sahip olmak, çağdaş insan modeline ulaşmada başta gelen faktörlerdendir
denilebilir. Bu evrensel sanatı ülkemiz ve dünya dostluğu, barışı için
kullandığımızda elde edilebilecek en son sonuç huzur ve mutluluk olacaktır.
Ezginin sözleri, ritmik yapısı, melodisi ve armonisi bu yüce sanatı gizemli
kılan öğeleridir.
Sizleri TV,
radyo, müzik setinizle baş başa bırakırken; sabah saatlerinde A. VIVALDI’nin
(1675-1743) “Mevsimler”ini, öğle saatlerinde F. CHOPIN’in (1810-1849) doyumsuz
güzellikteki piyano eserlerini, akşam üzeri J. BRAHMS’ın (1833-1897) “Macar
Dansları”nı, gece G. VERDI (1813-1901) ve G. PUCCINI’nin (1858-1924) ünlü
operalarından sevilen melodileri, yorgun ve stresli olduğunuzda MOZART’ın
herhangi bir eserini ve başarıyla sonuçlanan bir görevi BEETHOVEN ile
paylaşmanızı önerebilirim.
Yaşamınız, güzel
sanatları oluşturan mozaiğin en güzeli ile dopdolu olsun. Müziğin sihirli gücü;
düşüncelerinizin daha berrak ve daha işlevsel, işlerinizin de daha başarılı
olmasında gücünüze güç katsın. ALINTI