Tuesday, October 23, 2012

MÜZİK TINLAYAN BİR FELSEFEDİR



Gerçeklerin tümünü, madde ve yaşamla ilgili çeşitli belirtilerini; neden, ilke ve amaçlar bakımlarından incelemeyi hedefleyen fikir çalışmalarına felsefe denilmektedir. Organize ettiği bilim dallarından derlediği veri ve sonuçları yorumlayan düşünce sistemi olarak da ifade edilebilir.
Düşünen bir varlık olan insan; tarihin ilk çağlarında belki düşünmeden, bilgi kurmadan, doğanın güzelliklerine hayran kalmış ya da ondan korkarak heyecanlarıyla baş başa yaşamıştır. Bu endişeli durum ona bilim yapmadan önce evrenin nedenini arayarak felsefesini yapma davranışını geliştirmiştir. Zaman içinde yaşadığı ortamı kültürlendiren de, yaşadığı ortamdan kültürlenen de yine insan olmuştur.
İnsanın kişiliğini, yaratıcılığını iyi anlayabilmek ona uygulanacak müzikal yetenek testleriyle ölçülebilir. Ön koşul özelliklerine sahip olup olmadığı böyle bir değerlendirmeyle mümkün olur. Avusturyalı besteci W. A. MOZART’ın (1756-1791) yüceliği, naif yapısı, kalıtımla, fizyoloji, psikoloji ile müzisyen bir aile ve toplum soyolojisi ile açıklanabilir. Bu olağan üstü yetenekli, dahi sanatçı 35 yıllık ömrüne 600’den fazla birbirinden ünlü eser sığdırmıştır.
Müzik, insanların sözcüklerle anlatamadıkları duygu, düşünce ve heyecanlarını seslerle anlatma sanatı olarak tanımlanır. Ünlü Alman besteci Ludwig Van BEETHOVEN’ın (1770-1827) deyimiyle “Müzik tınlayan bir felsefedir”. Müziğin seslendirilmesindeki performans sanatçının (insanın) müzikalitesi ile değerlendirilir. Müzik düşünceler ve davranışlar ürünüdür. Müzik tutkudur, aşktır, sevgidir. Müzik demokrasidir. Müzik bir iletişim aracıdır. Bir kültür-sanat dilidir. Bireyler ve toplumlar için en geçerli evrensel diyalogdur.
Bireyleri topluma, toplumu bireylere bağlar. Seslerden oluşan tınılar insanlara moral, tedavi kaynağı olur. Yaşamın her anında (doğumdan ölüme dek) insanın en yakın dostu bir fonetik sanat olan müziktir.Doğal olarak arkadaşlık edilen müzik türü de bireyi tanımada önemli bir göstergedir. Müziği fonda duymak ve onunla eğlenmek (dans etmek, oynamak…) kadar, nitelikli müzik dinleme alışkanlığına sahip olmak, çağdaş insan modeline ulaşmada başta gelen faktörlerdendir denilebilir. Bu evrensel sanatı ülkemiz ve dünya dostluğu, barışı için kullandığımızda elde edilebilecek en son sonuç huzur ve mutluluk olacaktır. Ezginin sözleri, ritmik yapısı, melodisi ve armonisi bu yüce sanatı gizemli kılan öğeleridir.
Sizleri TV, radyo, müzik setinizle baş başa bırakırken; sabah saatlerinde A. VIVALDI’nin (1675-1743) “Mevsimler”ini, öğle saatlerinde F. CHOPIN’in (1810-1849) doyumsuz güzellikteki piyano eserlerini, akşam üzeri J. BRAHMS’ın (1833-1897) “Macar Dansları”nı, gece G. VERDI (1813-1901) ve G. PUCCINI’nin (1858-1924) ünlü operalarından sevilen melodileri, yorgun ve stresli olduğunuzda MOZART’ın herhangi bir eserini ve başarıyla sonuçlanan bir görevi BEETHOVEN ile paylaşmanızı önerebilirim.
Yaşamınız, güzel sanatları oluşturan mozaiğin en güzeli ile dopdolu olsun. Müziğin sihirli gücü; düşüncelerinizin daha berrak ve daha işlevsel, işlerinizin de daha başarılı olmasında gücünüze güç katsın. ALINTI